SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-VİTR

<< 527 >>

إيقاظ النبي صلى الله عليه وسلم أهله بالوتر.

3. Nebi'in Eşini Vitir Namazına Kaldırması

 

حدثنا مسدد قال: حدثنا يحيى قال: حدثنا هشام قال: حدثني أبي، عن عائشة قالت:

 كان النبي صلى الله عليه وسلم يصلي وأنا راقدة، معترضة على فراشه، فإذا أراد أن يوتر أيقظني فأوترت.

 

[-997-] Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem gece namaz kılardı. Ben de bu sırada onun namaz kıldığı yerin karşısında yatağımda enlemesine uyurdum. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem vitir namazını kılmak istediğinde beni de uyandırırdı ve ben de vitri kılardım."

 

 

AÇIKLAMA:     Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1. Hz. Aişe'nin "beni de uyandırırdı ve ben de vitri kılardım" şeklindeki ifa­desi vitir namazını gecenin son vaktinde kılmanın müstehap olduğunu göster­mektedir. Bu bakımdan gece kalkıp ibadet edenler ile (teheccüd) etmeyenler arasında bir fark yoktur. Fakat bu hüküm, kendiliğinden veya birisinin uyandır­ması ile kalkacağına kanaat getiren kimselerle ilgilidir.

 

2. Vitir namazı vaciptir. Çünkü Resulullah (s.a.v.)'in bu namazla ilgili tutumu diğer vaciplerle ilgili tutumuyla aynıdır. Nitekim eşinin uyumasına göz yummamış ve onu kaldırarak vitir namazını kılmasını sağlamıştır. Halbuki gece ibadeti için böyle bir tavır içinde olmamıştır. Bununla birlikte bazı alimler, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu davranışına bakılarak vitir namazının vacip olduğu söylenemez, demişlerdir. Onların bu görüşü doğrudur, kabul edi­lebilir. Fakat Resulullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem eşini vitir namazına kaldırması, bu namazın çok önemli bir ibadet olduğunu ve gece kılınan diğer nafile ibadetler­den daha üstün olduğunu gösterir.

 

3. Uyuyan bir kimseyi namaza kaldırmak çok güzel bir davranıştır. Zira bu şekilde namazı kaçırması engellenmiş olur. Ayrıca uyuyan kimseleri kaldırmak sadece farz namazlar İçin olmadığı gibi vaktin çıkmasından endişe duyulmasına da bağlı değildir. Buna göre uyuyan bir kimsenin cemaati ve namazın ilk vaktini kaçıracağından endişe duyulması durumunda uyandırılması mümkün olduğu gibi, nafile ibadetler için uyandırılması da mümkündür. Aslında uyumakta olan bir kimse dinimize göre mükellef değildir, herhangi bir sorumluluk taşımaz. Fa­kat onun mükellef olmasına engel olan bu uyku hali hemen giderilebilecek niteliktedir. Bu yönüyle gaflete dalan bir kimseye benzer. Gafillerin uyarılması ise farzdır.