إيقاظ النبي
صلى الله عليه
وسلم أهله
بالوتر.
3. Nebi'in Eşini Vitir Namazına Kaldırması
حدثنا
مسدد قال:
حدثنا يحيى
قال: حدثنا
هشام قال:
حدثني أبي، عن
عائشة قالت:
كان
النبي صلى
الله عليه
وسلم يصلي
وأنا راقدة،
معترضة على
فراشه، فإذا
أراد أن يوتر
أيقظني
فأوترت.
[-997-] Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resul-i Ekrem
Sallallahu Aleyhi ve Sellem gece namaz kılardı. Ben de bu sırada onun namaz
kıldığı yerin karşısında yatağımda enlemesine uyurdum. Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem vitir namazını kılmak istediğinde beni de uyandırırdı ve ben de vitri
kılardım."
AÇIKLAMA: Hadisten Çıkan Sonuçlar
1. Hz. Aişe'nin "beni de uyandırırdı ve ben de vitri
kılardım" şeklindeki ifadesi vitir namazını gecenin son vaktinde kılmanın
müstehap olduğunu göstermektedir. Bu bakımdan gece kalkıp ibadet edenler ile
(teheccüd) etmeyenler arasında bir fark yoktur. Fakat bu hüküm, kendiliğinden
veya birisinin uyandırması ile kalkacağına kanaat getiren kimselerle
ilgilidir.
2. Vitir namazı vaciptir. Çünkü Resulullah (s.a.v.)'in bu
namazla ilgili tutumu diğer vaciplerle ilgili tutumuyla aynıdır. Nitekim eşinin
uyumasına göz yummamış ve onu kaldırarak vitir namazını kılmasını sağlamıştır.
Halbuki gece ibadeti için böyle bir tavır içinde olmamıştır. Bununla birlikte
bazı alimler, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu davranışına bakılarak
vitir namazının vacip olduğu söylenemez, demişlerdir. Onların bu görüşü
doğrudur, kabul edilebilir. Fakat Resulullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem
eşini vitir namazına kaldırması, bu namazın çok önemli bir ibadet olduğunu ve
gece kılınan diğer nafile ibadetlerden daha üstün olduğunu gösterir.
3. Uyuyan bir kimseyi namaza kaldırmak çok güzel bir
davranıştır. Zira bu şekilde namazı kaçırması engellenmiş olur. Ayrıca uyuyan
kimseleri kaldırmak sadece farz namazlar İçin olmadığı gibi vaktin çıkmasından
endişe duyulmasına da bağlı değildir. Buna göre uyuyan bir kimsenin cemaati ve
namazın ilk vaktini kaçıracağından endişe duyulması durumunda uyandırılması
mümkün olduğu gibi, nafile ibadetler için uyandırılması da mümkündür. Aslında
uyumakta olan bir kimse dinimize göre mükellef değildir, herhangi bir
sorumluluk taşımaz. Fakat onun mükellef olmasına engel olan bu uyku hali hemen
giderilebilecek niteliktedir. Bu yönüyle gaflete dalan bir kimseye benzer.
Gafillerin uyarılması ise farzdır.